Yaşadığımız pandemi süreci en az biz yetişkinlerin olduğu kadar, çocuklarımızın da ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Yaşadığımız pandemi süreci en az biz yetişkinlerin olduğu kadar, çocuklarımızın da ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Fiziksel bir hastalık yaşamadan önce birçok haberci ile karşılaşırız. Bu habercileri tanır ve değişim için konfor alanımızdan hızlıca çıkabilirsek hastalığı önleyebiliriz. Hastalandığımızdaysa deneyimin var oluşumuz açısından talebini anlayarak ve değişerek kendimizi iyileştirebiliriz.
İç dünyamızın kendine özgü temel yasaları vardır. Bunları bilmek ve anlamak kendimizde arzu ettiğimiz değişimi sağlar.
Beklediğimizden daha uzun bir süredir içinde bulunduğumuz pandemi sürecinin yarattığı, gelecek belirsizliği, ekonomik zorlanmalar, kişisel yüklerin artması, kaybetme korkuları, kısıtlamalar, çiftler arasındaki iletişimde zorlanmalar yaratmakta, bireysel tükenmişlik ve yorgunluklar, yakın ilişkilere de olumsuz yönde yansıyabilmektedir
Biz erkekler başarılı olmak ve kendini ispat etmek yükümlülüğünü üzerine almış ve bunun altında ezilerek stres yaşayan ve hayattan keyif almayan bireyler olduk.
Insan her daim bir ilişki içinde var olur. İlişkiler iki kişiliktir yani “ben ve öteki” den oluşur.
Cinsel dürtülerimiz doğuştan var olmakla birlikte, cinselliğe ilişkin düşüncelerimizi ve tutumumuzu içinde yaşadığımız toplumun değer yargıları ve kişisel yaşantılarımız belirler.
Anne babaların çocuklarını büyütürken ruhsallığın temel konularını bilmeleri ve farkında olmaları oldukça önemlidir. Çünkü değişim bilgi ile başlar.